;
   
 
  ARI HABERLERİ

2011 yilida Dogal balcilar icin iyi gecmedi
Ibrahim ATES tarih 03.08.2011, 21:53 (UTC)
 2009 ve 2010 Yillarinda dogal bal alamayan Koyumuzun dogal balcilari icin 2011 yili da iy gecmedi.Tam bal mevsiminde yagan yagmur balcilarin umutlarini 2012 yilina saklamalarina neden oldu.2010 yilindan daha iyi olan bu yilki hasatta ari basina ortalama 4 kg bal alindi.Ortalama bir aridan 25 kg balin alindigi dusunuldugunde bu yil ki hasatin ne kadar az oldugu gorulecektir.Ureticilerimiz bu yilki hasatin ancak masraflari karsilayacagini soylemislerdir.Ayrica sekersiz bal uretmelerine ragmen piyasada sekerli balin fiyati ile ballarinin fiyatinin mukayese edildigini belirten koyumuz aricilari yetkililerden pazarlama konusunda yardim beklediklerini dile getirmislerdir.2012 yilinin yuzumuzu guldurmesi ve iyi bir hasat yili olmasi dilegi ile...
 

2009 yılı Temmuz ayının soğuk geçmesinden dolayı Gümüşhane de Doğal Bal üreticilerini vurdu.
İbrahim Ateş tarih 09.09.2009, 00:55 (UTC)
 İlimizde 2008 yılındaki çok iyi olan bal rekoltesi 2009 yılında bal ayı olan temmuz ayının mevsim normallerinin dışında çok soğuk seyretmesinden dolayı Doğal bal üreticilerinin hasat yapamamasını hatta arıların bile kış aylarında aç kalması gibi bir durum ortaya çıkmıştır.Doğal bal üreticilerinin bu durumu gümüşhanedeki yetkililerin dikkatini çekmemekte ve oluşan duruma bir çare düşünülmemmektedir.Bu soruna her bal üreticisi bırakın bal almayı arılar kışın aç kalmasın diye arılara destek bal vermeye başlamıştır.inşallah 2010 yılı arıcılarımız açısında 2009 yılını telafi yılı olur.inşallah bal rekoltesi yüksek bir 2010 yılı dileği ile...
 

BALIN AROMA VE TADINA GORE ONLARCA TURU BULUNUYOR
IBRAHIM tarih 10.06.2009, 17:46 (UTC)
 Balın aroma ve tadına göre onlarca türü bulunuyor
Halk arasında genellikle çam ve çiçek türlerinin bilinmesine karşın, Türkiye florasının zenginliği bal türlerine de yansıyor. Balın narenciyeden kevenine, ıhlamurdan kestanesine kadar onlarca türü bulunuyor.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulviye Kumova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin koloni varlığı açısından dünya genelinde ikinci, bal üretiminde üçüncü sırada olduğunu söyledi.

Ülke genelinde yıllık ortalama 84 bin ton bal üretildiğini bildiren Prof. Dr. Kumova, üretimin büyük bölümünün ise yaylalarda organik olarak gerçekleştirildiğini belirtti.

Organik üretimin genellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde yoğunlaştığını ifade eden Kumova, ''Balda esas önemli olan ise bitki kaynağına göre sınıflandırılmasıdır'' dedi.

Halk arasında bilinen çam ve çiçek balına karşın flora zenginliği nedeniyle tadı ve aroması çok çeşitli bal türlerinin bulunduğunu belirten Kumova, şöyle konuştu:

''Elde edilen bitki kaynağına göre yonca, akasya, kestane, kekik, ıhlamur, narenciye, ayçiçeği, pamuk, püren gibi bal türleri var. Bunların başında Türkiye üretimine büyük katkısı olan ve Akdeniz Bölgesi'nde yoğunlaşan narenciye balı gelir. Narenciye ağaçları nisanda çiçeklenir, meyve kabuklarında eterik yağ vardır. Narenciye ağaçlarından gelen nektar akışı 3 hafta kadar sürer ve bol miktarda olur. Narenciye balının yüksek düzeyde kalsiyum fosfat ve demir fosfat içerdiği saptanmıştır. Bu tür açık sarı renkte ve akışkandır. Bir diğer tür ise Ege, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin yüksek rakımlı yaylalarındaki kekiklerin özüyle üretilen kekik balı. Tadı biraz buruk olan bu türün astıma iyi geldiği bilinir.

Ayçiçeği ekiminin yoğun olduğu Trakya'da ise mayıs-haziran aylarında ayçiçeği balı üretilir. Karadeniz Bölgesi'nde kestane, Güneydoğu Anadolu'da pamuk balı, Rize'de de Türkiye açısından patenti alınmış 3 bin metre rakımdaki Anzer Yaylası'nda üretilen Anzer balı bulunur.''

-YONCA BALI ÖNDE-

Prof. Dr. Kumova, bu türlerin yanında tek bitki türlerinden elde edilen yüksek değerlerde satılabilen ıhlamur, akasya ballarının da bulunduğunu, bunların da sakinleştirici özelliği olduğunu kaydetti.

Petekli balların B kompleks vitaminleri açısından süzme bala oranla daha zengin olduğunu ifade eden Kumova, yüksek yaylalarda kültür bitkisi olarak ekimi yapılan yoncalardan elde edilen balın ise vitamin içeriği bakımından diğer çiçek ballarına göre önde geldiğini söyledi.

Kumova, ada çayı, kekik ve lavanta çiçeğinin C vitamini açısından daha zengin nektar salgıladığının belirlendiğini bildirdi.

-''BAL LÜKS OLMAMALI''-

Bal konusunda tüketicilerin bilinçli olmadığını ifade eden Kumova, ''Türkiye'de bal lüks bir gıda maddesi olarak değerlendiriliyor. Oysa herkes güne başlamadan 3 kaşık bal yemeli. Kahvaltıdan önce yenilen bu bal, kişiyi zinde tutar, enerji verir'' dedi.

Balın ''apiterapi'' denilen ve tıpta çoğu hastalığın tedavisinde de kullanılan özel bir gıda olduğunu söyleyen Kumova, şöyle konuştu:

''Balın tüketiminin artırılması için ise mutlaka bilinçlendirici yayınlar yapılmalı. Bal, vücut tarafından çabuk ve kolay bir şekilde özümlenir. Bal, kan şekeri düzeyini yükseltmek için en uygun gıdadır. Fiziksel ve zihinsel yorgunluğun çabuk giderilmesini sağlar. Balın gebelikte çocuk sağlığında, yaşlılıkta, karaciğer ve sarılıkta, dolaşım, kalp, solunum, hazım bozukluklarında, zehirlenme, tansiyon, damar böbrek ve salgı bezleri rahatsızlıklarında, astım sinüzit gibi birçok rahatsızlığın giderilmesinde büyük faydası bulunmaktadır. Balın göz kataraktlarını azalttığı, birçok kornea hastalığını iyileştirdiği bilinmektedir. Alkol zehirlenmesinin tedavisine yardımcı olan bal, karaciğeri de korur.''

Baldaki fruktoz ve glikoz miktarının önemli olduğuna dikkati çeken Kumova, glikoz miktarı arttıkça balın şekerleme ihtimalinin de artacağını söyledi.

Fruktoz oranı daha yüksek olan yonca, ahududu, elma ballarını tüketilmesini öneren Prof. Dr. Kumova, ''Bal kültürü geliştikçe, özünden elde edilen lezzeti de arar duruma geleceğiz'' dedi.

-ÜRETİCİLER DE DİKKAT ETMELİ-

Tüketiciler kadar üreticilerin de bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Kumova, üreticilerin hijyen kuralları kadar hasat kurallarına da dikkat etmesini önerdi.

Balın olgunlaşmadan hasat edilmemesi gerektiğini belirten Kumova, arıların getirdiği çiçek özlerinin petek gözlerinin kapatılmadan hasat edilmesinin balın sulu olmasına ve çabuk bozulmasına neden olacağını bildirdi.
 

TURKIYEDE BAL URETIMI ARTTI
IBRAHIM tarih 10.06.2009, 17:43 (UTC)
 
Türkiye'de bal üretimi arttı
Yoğun arı ölümlerinin yaşandığı ileri sürülen 2007'de Türkiye'de 60 bin ton yıllık bal üretimi, geçen yıl yüzde 25 oranında artarak 75 bin tona ulaştı.

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2007 ve 2008'de Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerde yoğun arı ölümlerinin yaşandığı yolunda açıklamalar yapıldığını söyledi.

''Arılar kayboluyor'' başlığı altındaki bu değerlendirmelerin Türkiye'de de ilgi gördüğünü dile getiren Yılmaz, aslında ülkede paniğe yol açacak ölçüde arıların kaybolmadığını anlattı.

ABD'de arıların kaybolmaya devam ettiğini ancak Türkiye'de benzer bir sorunun yaşanmadığını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

''Arılarımız gayet iyi. Koloni kondisyonları da oldukça yüksek. 2007'de hava şartlarının etkisiyle üretim 60 bin ton civarında olmuştu. O kadar açıklamaların üzerine geçen yıl Türkiye'nin bal üretimi yüzde 25'lik artışla 75 bin tona ulaştı. Öldü denilen arılar 2008'de daha fazla bal üretti. Birileri 'Türkiye balsız kalacak' gibi gösterip yurt dışındaki arı ölümlerini kullandı. Bal ithal etmek isteyenlerin oluşturduğu bir panik ortamı yaşandı. Türkiye'de arılar kaybolmuyor.''

Yılmaz, bu yıldan oldukça umutlu olduklarını belirterek, ''Kar ve yağmurlara bakılırsa 2009 yılı daha verimli geçecek. Bu yıl üretimde 80 bin tonu geçeriz. Hedefimiz gelecekte bu rakamların 2 katına ulaşmak'' dedi.

-HOBİ ARICILARI DA KAYIT ALTINA ALINACAK-

Türkiye'de bütün üreticileri ve kovanları kayıt altına aldıklarını ifade eden Yılmaz, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile yürütülen çalışmalarda bugüne kadar 3 milyon 300 bin kovanın kayıt altına girdiğini bildirdi.

Yılmaz, 50 kovandan az işletmeleri de kayıt altına alacaklarına değinerek, ''Bunları 'hobi arıcıları' olarak nitelendiriyoruz. Yaklaşık 1 milyon kovan da bunlar tutuyor. Toplamda 4 milyon 300 bin kovanı kayıt altına almış ve barkotlamış olacağız'' diye konuştu.

Bu çalışma sayesinde kavanoza giren her balın nerede, hangi arılar tarafından üretildiğinin bilineceğini vurgulayan Yılmaz, ayrıca arıların korunması ve verimlerinin artırılmasının da sağlanacağını kaydetti.
 

BAL ARILARI BIR SEYLER BILIYOR
IBRAHIM tarih 10.06.2009, 17:41 (UTC)
 
Tüm Dünya Haberlerini Okumak İçin
Önceki Haber Sonraki Haber
27 Ekim 2008
Bal arıları bir şeyler biliyor

SİDNEY (A.A)
Bal arıları bir şeyler biliyor
BU HABERİN DETAYI
Gülümseyen arı şoke etti
Bilim adamları bal arılarının az da olasa bir şeyler bildiklerini ortaya çıkardı.

Avustralyalı bir araştırmacı, bal arılarının 4'e kadar sayabildiklerini ortaya çıkardı.

“Australian Broadcasting Corporation (ABC)” radyosunun haberine göre çalışma, Queensland Üniversitesinden araştırmacı Mandyam Srinivasan tarafından
yapıldı.

Bir tünelin içerisine 5 işaret yerleştirildi ve bunlardan birine nektar kondu. Tünele bırakılan arılar, nektarın bulunduğu yere uçtu.

Daha sonra nektar başka bir noktaya bırakıldı ve arılar tekrar tünele kondu. Arılar bu kez, önce nektarın ilk konduğu noktaya uçtu, yiyeceği burada bulamayınca, nektarın bulunduğu ikinci noktaya geçti.

Bu şekilde üçüncü ve dördüncü aşamalara geçirilen arıların, dört işarete kadar sırayla yer değiştirebildikleri gözlendi. Ancak arılar, dörtten yukarıya çıkamadı.

Araştırmacı Srinivasan, bir susam büyüklüğünde beyne sahip olan arıl
 

<-Geri

 1 

Devam->

HABER VAKTİ
 
SPOR
 
RAST HABER
 
 
; Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol